* olmak - Turkish English Dictionary
History

* olmak



Meanings of "* olmak" with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)

Turkish English
Common Usage
(teklif) geçerli olmak stand v.
ihtiyacı olmak require v.
önemli olmak matter v.
belli olmak appear v.
yük olmak impose v.
belli olmak become clear v.
peşinde olmak chase v.
sahip olmak hold v.
hakim olmak dominate v.
teslim olmak yield v.
tıraş olmak shave v.
olmak occur v.
yok olmak disappear v.
göstergesi olmak indicate v.
belirtisi olmak indicate v.
hayran olmak admire v.
aynı fikirde olmak agree v.
(birine) ait olmak belong v.
alabora olmak capsize v.
sebep olmak cause v.
konsantre olmak concentrate v.
razı olmak consent v.
bağlı olmak depend v.
egemen olmak dominate v.
emin olmak ensure v.
neden olmak induce v.
özgür olmak be free v.
mezun olmak graduate v.
sahip olmak have v.
var olmak exist v.
sahip olmak possess v.
sırılsıklam olmak soak v.
başarılı olmak succeed v.
pişman olmak regret v.
abone olmak subscribe v.
sembolü olmak symbolize v.
emekli olmak retire v.
uygun olmak suit v.
teslim olmak surrender v.
engel olmak prevent v.
harap olmak be devastated v.
karşı olmak be against v.
olmak be v.
layık olmak deserve v.
şahit olmak witness v.
mecbur olmak be obliged to v.
neden olmak cause v.
minnettar olmak be grateful v.
ile dolu olmak filled with v.
sakin olmak be calm v.
ateşi olmak get a fever v.
tedirgin olmak worry v.
karşı olmak face v.
hemfikir olmak agree v.
(isyanın başlamasına vb) önayak olmak instigate v.
sembolü olmak symbolise v.
tanık olmak witness v.
-den muaf olmak be exempt from v.
(fikir) sıkı sıkıya bağlı olmak hug v.
kararsız olmak dither v.
kararsız olmak be undecided v.
rahmetli olmak die v.
mâl olmak cost v.
(bir şeyin) öncesinde olmak forerun v.
General
melanezya, okyanusya avustralya, yeni zelanda, mikronesya ve polinezya dahil olmak üzere orta ve güney pasifik'teki adalar oceania n.
evlenerek zengin olmak isteyen fortune hunter n.
hayvanın ısırmasına veya zararlı bir şey yemesine engel olmak için ağzına takılan tel, deri gibi kaf mouthpiece n.
cevabı beklenmeyen ve etkili olmak için sorulan soru rhetorical question n.
bağlı adaları hariç olmak üzere kesintisiz büyük kara parçası mainland n.
zengin olmak için elinden geleni yapan kimse mammonite n.
ünlü olmak dışında kaydedeğer herhangi bir meziyeti olmayan ünlü professional celebrity n.
başta olmak üzere being in the first place n.
gümrük kaçakçılığına engel olmak için kullanılan silahlı deniz motoru revenue cutter n.
tarihi isa'dan önce ve isa'dan sonra olmak üzere ayıran takvim metodu christian era n.
tarihi isa'dan önce ve isa'dan sonra olmak üzere ayıran takvim metodu current era n.
öğretmen olmak istemek want to be a teacher n.
iki önde/iki arkada olmak üzere dört tekerlekli paten roller/quad skate n.
restoranda garson olarak çalışmaya başlayıp sonunda restoranın sahibi olmak start off as a waiter and end up as the owner of the restaurant n.
olmak üzere oluş imminentness n.
olmak üzere oluş imminency n.
olmak üzere oluş forthcomingness n.
olmak üzere oluş impendency n.
kim milyoner olmak ister who wants to be a millionaire n.
büyükbaş hayvanların kaçmasına engel olmak için iki ayağına takılan ip ya da zincir spancel n.
kavraması güç olmak abstrusity n.
bir işletmeye destek olmak için organize olup o işletmede para harcayan insanlar cash mob n.
desteği arttırmak ve popüler olmak için yapılan kampanya charm campaign n.
antik roma takviminde, her ayın ortasından önceki (kendisi de dahil olmak üzere) dokuzuncu gün (mart, mayıs, temmuz veya ekim ayının yedinci, diğer ayların ise beşinci gününe tekabül eder) nones n.
filmin yıldızı olmak star v.
sebep olmak breed v.
tasman olmak (binada) subside v.
el altında olmak be at hand v.
randevusu olmak have an appointment with somebody v.
olmak (belirli bir şekilde) get on v.
üstün olmak (sayı/nüfuz/kuvvet/etki/derece açısından) predominate v.
felsefeyle meşgul olmak philosophize v.
yatkın olmak incline v.
olmak prove v.
farkında olmak be conscious of v.
kesat olmak (işleri) be in the doldrums v.
pırıl pırıl olmak shimmer v.
ilgili olmak pertain to v.
hasara neden olmak cause damage v.
arap gibi olmak get a heavy tan v.
farklı olmak differ in v.
kararsız olmak be uncertain v.
dolu olmak be alive with v.
durmuş vaziyette olmak be at a standstill v.
yürekten bağlı olmak be bonded at the heart v.
birinin hakkı olmak be someone's due v.
sıkıntıda olmak be in straits v.
ile ilgisi olmak pertain to v.
olağanüstü bir şey olmak be quite something v.
konuya vakıf olmak be very competent on v.
alakadar olmak appertain v.
neden olmak draw on v.
geçerli olmak hold good v.
hedef olmak be the butt of something v.
inancı olmak believe v.
ambale olmak be confused v.
inatçı olmak got stiff v.
kendine hakim olmak simmer down v.
meşgul olmak (biriyle) take on v.
arız olmak happer v.
çok bol olmak overflow v.
alabora olmak be overturned v.
deforme olmak misshape v.
sahip olmak possess oneself of v.
çok memnun olmak be very pleased to v.
tarikata bağlı olmak be a member of a religious order v.
revaçta olmak be in demand v.
kraldan çok kralcı olmak be more royalist than the king v.
uyumlu olmak conform v.
erbabı olmak be a dab hand v.
avantajlı olmak have the edge on v.
misafir olmak lodge v.
sade bir hayatı olmak rusticate v.
yola çıkmış olmak be on the road v.
devalüe olmak be devalued v.
habersiz olmak be unaware of v.
kitap yayımcısında mevcut olmak be in print v.
razı olmak agree v.
papaz olmak için okumak study for the ministry v.
hasta olmak get sick v.
bir şey birinin aleyhinde olmak tell against v.
alanında iyi olmak be good in field of v.
memur olmak be charged v.
kangren olmak gangrene v.
bir konuda çok usta olmak be a past master at v.
yeminli olmak be under oath v.
belirli bir alanda aniden çok başarılı olmak take someone by storm v.
uygun olmak apply v.
baliğ olmak reach puberty v.
demode olmak go out v.
arzulu olmak lust v.
aydınlatıcı olmak be enlightening v.
dahil olmak fall under v.
miktarı az olmak be low in v.
belli olmak be understood v.
anlayışsız olmak lack in understanding v.
başarısız olmak collapse v.
gelişmesine neden olmak brought on v.
karşılıklı olmak reciprocate v.
çok üzgün olmak feel sick at v.
demek olmak imply v.
görüşülmesi ileri bir tarihe bırakılmış olmak (tasarının/meselenin) be on the table v.
hakim olmak preponderate v.
toz olmak turn tail v.
bir şeyden umutlu olmak feel hopeful about v.
haberdar olmak be cognizant of v.
kendine hakim olmak compose oneself v.
razı olmak be willing to v.
hasret olmak long v.
zil zurna sarhoş olmak be pissed v.
(olumsuz yönleri) çok olmak be beset with v.
pansiyoner olmak board v.
önayak olmak pioneer v.
tutuklu olmak be under arrest v.
geri/ileri olmak be off v.
sorumlusu olmak be to blame v.
önceden var olmak preexist v.
senkronik olmak be in sync v.
birlik olmak unite v.
yanlış olmak be wrong v.
arka olmak be back v.
sürgün olmak have diarrhoea v.
ile ilgili olmak pertain to v.
karşı olmak dissent v.
hali duman olmak be in great trouble v.
kel olmak go bald v.
alışkın olmak be used to v.
sebep olmak incline v.
altüst olmak be disrupted v.
birlik olmak team up v.
hoşnut olmak be pleased with v.
nezle olmak catch a cold v.
razı olmak accede to v.
alacaklı olmak be in the black v.
hissetmesine neden olmak cause to sense v.
tutulmasına neden olmak eclipse v.
deli olmak rave v.
aykırı olmak go against v.
bir şeyin meraklısı olmak go in for v.
tetikte olmak keep one's eyes skinned v.
teslim olmak buckle under v.
kurtulmuş olmak (birinden) be free of v.
neden olmak provoke v.
teslim olmak give in v.
doğmuş olmak (güneş/ay) be up v.
kabakulak olmak have the mumps v.
patlamak üzere olmak simmer v.
tıraş olmak get shaved v.
eğlenceli olmak jump v.
boşta olmak (vites) be in neutral v.
tek sıra olmak form a single file v.
kafası kazan olmak get confused v.
terbiyeli olmak behave v.
rezil olmak go to the dogs v.
olmak ya da olmamak be or not to be v.
parası olmak (bir şey için) afford v.
şanslı olmak be lucky v.
yeteneğinin dışında olmak be incapable of v.
kesilmiş vaziyette olmak be at a standstill v.
bağlı olmak cleave v.
kötüyken daha kötü olmak go from bad to worse v.
top top olmak clot v.
yoksun olmak lack v.
aç olmak starve v.
yürürlükte olmak run v.
teklifsiz olmak be on familiar terms with somebody v.
istekli olmak be disposed to do something v.
vazgeçilmez olmak be here to stay v.
razı olmak agree to v.
neden olmak procure v.
daha iyi bir pozisyona tayin olmak be promoted v.
belirtisi olmak prognosticate v.
arkadaş olmak become friends with v.
destek olmak champion v.
alışık olmak be used to v.
senlibenli olmak hobnob with v.
oyuncu olmak go on the stage v.
yük olmak tax v.
oldukça ucuz olmak be on the low side v.
uçmakta olmak be on the wing v.
olası olmak may v.
önayak olmak lead the way v.
yararlı olmak help v.
mahkemelik olmak end up in court v.
kendinden memnun olmak be pleased with oneself v.
divane olmak be crazy v.
anlayışsız olmak be insensitive v.
hasret olmak yearn v.
tedavi olmak be treated v.
mars olmak be gammoned v.
bilgi sahibi olmak have knowledge of v.
madara olmak be humiliated v.
birinin lehinde olmak be on someone's side v.
erbabı olmak be a dab hand at something v.
eksik olmak be short of v.
ümitsiz olmak despair of v.
han hamam sahibi olmak be in clover v.
aşina olmak be familiar v.
doğduğuna pişman olmak rue the day one was born v.
rütbesi olmak rank v.
dilinin ucunda olmak be on the tip of one's tongue v.
verilmesi lazım olmak be due v.
aleyhine olmak be disadvantageous to somebody v.
sarmaş dolaş olmak embrace v.
çok komik veya eğlenceli olmak be more fun than a barrel of monkeys v.
ihtilaflı olmak feud v.
akraba olmak be relative v.
sebep olmak cause v.
olmak (belirli bir durumda) stand v.
sıkışık olmak be pressed v.
boş olmak have one's hands free v.
morali bozuk olmak be at a low ebb v.
akrabalık bağı olmak be related to v.
çabuk olmak be quick v.
formda olmak be on form v.
değerli olmak be of value v.
birinin dengi olmak be a match for v.
güveni olmak have confidence in v.
yakınında olmak cling v.
dağınık olmak straggle v.
kar ve zararı eşit olmak break even v.
ile meşgul olmak be busy with v.
izleri olmak contain overtones v.
engel olmak put a spoke in somebody's wheel v.
kuruyup buruş buruş olmak shrivel v.
dolu olmak (bir şeyle) swim v.
üniversite üyesi olmak matriculate v.
etkili olmak influence v.
açık olmak be accessible v.
belli olmak shine out v.
birine ait olmak belong to somebody v.
hoşnut olmak be satisfied v.
engel olmak baffle v.
isteksiz olmak be unwilling to do v.
araları açık olmak (birilerinin) be at odds v.
beklenti içinde olmak be expectant v.
tuzu kuru olmak sit pretty v.
üzgün olmak mope v.
bukle olmak frizz v.
ile aynı fikirde olmak hold with v.
karşı olmak object v.
yararına olmak be for the benefit of v.
dolu olmak simmer with v.
halef selef olmak be successor and predecessor to each other v.
sağlığı yerinde olmak enjoy good health v.
başının belası olmak be a nuisance to v.
daha cesur olmak outbrave v.
iğne olmak have an injection v.
eriyip su olmak deliquesce v.
sıra olmak queue up v.
fazla meşgul olmak have one's hands full v.
kötü olmak take a turn for the worse v.
aynı fikirde olmak subscribe to v.
alakadar olmak be interested in v.
iş başında olmak be at work v.
savaş halinde olmak war v.
uygun olmak agree v.
bir işte parmağı olmak have a hand in v.
mecbur olmak have got to v.
birinin elde edemeyeceği bir şey olmak be beyond someone's grasp v.
mat olmak be checkmated v.
kafası yerinde olmak have one's wits about one v.
destek olmak back v.
şansı olmak have a chance v.
imtihan olmak take an examination v.
bozulmuş olmak (makine) be out v.
tutarlı olmak coincide v.
ambale olmak be perplexed v.
taraftar olmak be in favour of v.
battal olmak lapse v.
lehte olmak favor v.
etkili olmak apply v.
fikri olmak have an idea v.
biri için olumlu bir puan olmak speak well for v.
motive olmak be motivated v.
kasanın anahtarı birinde olmak hold the purse strings of v.
yükselmiş olmak (seviyesi/derecesi) be up v.
birinin ateşi olmak run a temperature v.
üzere olmak be going to v.
ortak olmak become partners v.
hür olmak be free v.
eğilimi olmak incline v.
bitişik olmak be touching v.
daha elverişli durumda olmak have the inside track v.
tuzla buz olmak smash v.
sapasağlam olmak be in the pink v.
yaygın olmak come in v.
önemi olmak weigh v.
ile arkadaş olmak make friends with v.
nüfuzu olmak (bir kurumda vb) have a means of gaining advantage with v.
hayat dolu olmak be full of beans v.
belli olmak show v.
etkili olmak take v.
örnek olmak set the pace v.
ballı olmak have the luck of the devil v.
zom olmak be as pissed as a newt v.
hakim olmak curb v.
bir şeyden yoksun olmak be devoid of something v.
ayıp olmak be shameful v.
tutar tarafı olmak hold water v.
eşit olmak contain v.
bağımlı olmak depend v.
tehlikede olmak hang in the balance v.
şehit olmak die for one's fatherland v.
konu olmak subject to v.
korkunç görüntülere karşı dayanıklı olmak have a strong stomach v.
düşkün olmak be addicted to v.
üstün olmak take precedence of v.
birey olmak individuate v.
hizmetinde olmak be in somebody's employ v.
fikrinde olmak be of the opinion v.
hevesli olmak care v.
düşkün olmak be keen on v.
paramparça olmak break to smithereens v.
ilgili olmak appertain v.
tutulmak (aşık olmak) fall in love v.
aydınlatıcı olmak be informative v.
çok şanslı olmak have the luck of the devil v.
ile ilişkisi olmak carry on with v.
kör olmak go blind v.
-e aşina olmak be acquainted with v.
istekli olmak be disposed v.
yok olmak evanish v.
arkadaş olmak make friends v.
dinlenilir olmak call the shots v.
iyi olmak bode well v.
tüm gözler üzerinde olmak be in the limelight v.
bir şey artık geçmişe ait bir şey olmak be a thing of the past v.
esin kaynağı olmak be the muse of v.
pul pul olmak desquamate v.
eksik olmak require v.
meşgul olmak attend v.
çabuk olmak make haste v.
(mahkum vb) salıverilmiş olmak be released v.
meşgul olmak (belirli bir yere ait işlerle) tend v.
yurtdışında olmak be abroad v.
pul pul olmak scale off v.
bağlantılı olmak interconnect v.
tuzluya mal olmak cost somebody a bundle v.
fena olmak feel bad v.
haberdar olmak be aware of v.
yok olmak dissipate v.
karnı burnunda olmak have a bun in the oven v.
fevt olmak expire v.
örnek olmak set an example v.
tedirgin olmak be on thorns v.
şakulünde olmak be plumb v.
eğimli olmak slant v.
gözkulak olmak keep v.
ibret olmak be a lesson to v.
borçlu olmak owe to v.
deforme olmak become deformed v.
sinir olmak chafe v.
durgun olmak be in the doldrums v.
efkarlı olmak worry v.
kesik olmak (elektrik/su/gaz) be off v.
engel olmak balk v.
hakim olmak control v.
yaygın olmak prevail among v.
olmak come about v.
sahibi olmak have possession of v.
ile dolu olmak be soaked in v.
kendinden çok hoşnut olmak be in one's glory v.
yapış yapış olmak be sticky v.
yara olmak gall v.
neden olmak beget v.
inişli çıkışlı olmak undulate v.
her şeye rağmen ümitli olmak hope against hope v.
ortak olmak become a partner v.
şikayetçi olmak make a complaint about v.
payı olmak have a share in v.
ölüme neden olmak cause death v.
mal olmak be v.
taraftarı olmak espouse v.
... kadar ... olmak rival v.
aracı olmak mediate v.
metin olmak steel oneself v.
arazi olmak do a bunk v.
sebep olmak lead to v.
kötü olmak stink v.
elinde kozu olmak have an ace up one's sleeve v.
muhtaç olmak be in need v.
yanında olmak stand by somebody v.
keyfi yerinde olmak be in a good humor v.
rahatsız olmak chafe v.
birine kızgın olmak be annoyed with v.
arası iyi olmak hit it off v.
olmak (belirli bir şekilde) get along v.
birinin kalbinde özel bir yere sahip olmak have a special place in one's heart v.
sınır komşusu olmak border v.
şok olmak be shocked v.
uygun olmak permit v.
ayyaş olmak sot v.
birine güveni olmak trust v.
duygularının esiri olmak be enslaved by one's feelings v.
değerinde olmak cost v.
sonucu olmak be the result of v.
ilgili olmak be bound up with v.
açıkgöz olmak have cut one's eyeteeth v.
ile meşhur olmak be notable for v.
hakkında kararsız olmak be unsettled about v.
hazırcevap olmak be good at repartee v.
nail olmak enjoy v.
eşit olmak equal v.
darlık içinde olmak be in dire straits v.
birisine aşık olmak have a crush on someone v.
isteksiz olmak be reluctant to v.
kefil olmak answer for v.
ile eşanlamlı olmak amount to v.
nail olmak attain v.
bir şeyin içinde çok saygın bir yeri olmak be enshrined in v.
arkada olmak bring up the rear v.
birine örnek olmak set someone an example v.
kapıda olmak be hard at hand v.
adamı olmak be very good at v.
açık olmak be sincere with others v.
çabuk zengin olmak get rich quick v.
razı olmak consent to v.
midesi sağlam olmak have a strong stomach v.
egemenliği altında olmak be under the sway of v.
ortak olmak buy in v.
sebep olmak give v.
darda olmak be in dire straits v.
engel olmak handicap v.
tedavülde olmak circulate v.
ile ilgili olmak regard v.
anlamı olmak figure v.
yanında olmak flank v.
aybaşı olmak menstruate v.
bol olmak teem v.
baba olmak father v.
çapkınlık peşinde olmak be on the pull v.
halefi olmak succeed v.
reşit olmak reach lawful age v.
umurunda olmak care v.
fit olmak be quits v.